Adana'nın ' Taştan' İncisi
Günlerden bir gün . .
Ama en az 1700 yıl önce . .
Belki de 3500 . .
Efsaneye göre Adania denilen bir kentin kralı çok sevdiği kızı ölünce unutulmaması için onun anısına nehrin iki yakasını birleştiren bir köprü yaptırmış. Adına da yapıldığı malzemeden ötürü Taş Köprü denilmiş. Ama kral sadece köprü yaptırmakla kalmamış, kızının anısı sonsuza dek yaşasın diye köprünün ayaklarının birine bir hazine yerleştirmiş.
Üstelik ''Her kim köprü yıkılır da yeniden yaptırmak isterse bu altınları kullansın ama sonrası için yeni altınlar koysun diye vasiyette bulunmuş.''
Efsane böyle . .
Efsaneler doğru mu yanlış mı araştırılmaz elbet . .
Ama bir doğru var ki, Adana'nın tam ortasında kebap kokularıyla bütünleşmiş, şehrin en güzel manzarasını oluşturan, tam ortasında durduğunuzda muhteşem ihtişamıyla Merkez (İhlas) Camiyi ve Türkiye'nin en büyük parkını görebileceğiniz, doğasıyla kendine çeken ve belki gözlerinizi kapattığınızda nehrin serin havasıyla kendinizi bulabileceğiniz, Seyhan nehrinin iki yakasını bir araya getiren Taş Köprü, dünyanın en uzun süre yaşayan köprülerinden biridir...
Yani bizim asıl ''Kral'ımızdır. .
Bazı tarihçiler köprünün tarihinin çok daha eskilere taşınabileceğini söylüyor,tabii belgelerle birlikte . .
Çünkü Hititlerin Başkenti olan Hattuşaş'ın kalıntıları arasında, M.Ö. 15.yy'da hüküm sürmüş Hitit Hükümdarı I.Arnuwanda'nın anılarının yazdığı bazı taş tabletler bulunmuş ve bu tabletlerden birinde kral; ''Adania'' denilen bir kentte savaştığından bahsederken,önünde bir ırmağın aktığından ve ırmağın üzerinde bir köprü bulunduğundan bahsediyormuş. Bazı arkeologlara göre o köprü hala kullanılan Taş Köprü olabilirmiş . .
Efsaneler bir yana çok köklü bir geçmişe sahip bu eser tarihe göre Roma İmparatoru Hadrian tarafından yaptırılmıştır. Tarihi önemi bir kenara üzerinde milyonlarca hatıra barındırmasıyla en önemli eserdir. Roma'dan Osmanlı'ya, Osmanlıdan günümüze kaç milyonun hikayesi vardır belkide . .
Eskiden 21 gözlü olan bu köprü Seyhan Nehri ıslahası sırasında 7 gözünün yıkılmasıyla, kim bilir kaç hikayeyi beraberinde toprak altında bırakmıştır.Şimdilerde 14 gözlü olarak hikayeye devam ediyor . .
Eskiden köprünün iki girişinde de 'kaç kişinin ardında beklediği, belki kimsenin çalmaya bile cesareti olmadığı' bir Taç Kapısı olduğu söyleniyor.
İki yakayı birleştiren bu köprü kimleri birleştirmiş,kimler birbirine kavuşmuş, hangi savaşta dimdik ayakta durmuş, hangi antlaşmalara şahit olmuş, yitip bu diyardan gidenlerin gözünde nasıl bir değeri vardı, kimin hikayesi burada başladı bilinmez . .
Bir kral ile kızının, bir baba ile oğlunun, anne ile evladının , iki askerin, iki arkadaşın, iki rakip takım taraftarının,belki iki sevgilinin. ..
Ve belki de benim hikayem . .
Bir filmin konusu olabilecek binlerce hikaye, anı, dram, komedi vardır eminim.Kimi yıllarca sevdiği adamdan ayrılmıştır belki, kimi çok sevdiği oğlunu şehit vermiştir o köprüde ya da bir intihara şahit olmuştur istemeden. . .
Bir köprünün altından ne kadar çok su akıyorsa o köprüden de o kadar çok sular akmıştır, ata sözüne konu olan . .
Belki birçok kişi için yalnızca sıradan 'taştan' yapılmış bir köprü, belki kiminin hikayesi olan 'Taş Köprü' . .
Eee, Efsane ile başladık masalla son verelim,
Gökten 3 elma düşmüş...
Biri, Adania kralının kucağına
Diğeri, Adanalıların kucağına
Sonuncusu ise Adana Taş Köprüyü ziyaret ettiğinizde sizin kucağınıza düşecek.
İşte o zaman ne Adana'ya ne Taş Köprü'ye ne de elmaya doyamayacaksınız . .
Ama en az 1700 yıl önce . .
Belki de 3500 . .
Efsaneye göre Adania denilen bir kentin kralı çok sevdiği kızı ölünce unutulmaması için onun anısına nehrin iki yakasını birleştiren bir köprü yaptırmış. Adına da yapıldığı malzemeden ötürü Taş Köprü denilmiş. Ama kral sadece köprü yaptırmakla kalmamış, kızının anısı sonsuza dek yaşasın diye köprünün ayaklarının birine bir hazine yerleştirmiş.
Üstelik ''Her kim köprü yıkılır da yeniden yaptırmak isterse bu altınları kullansın ama sonrası için yeni altınlar koysun diye vasiyette bulunmuş.''
Efsane böyle . .
Efsaneler doğru mu yanlış mı araştırılmaz elbet . .
Ama bir doğru var ki, Adana'nın tam ortasında kebap kokularıyla bütünleşmiş, şehrin en güzel manzarasını oluşturan, tam ortasında durduğunuzda muhteşem ihtişamıyla Merkez (İhlas) Camiyi ve Türkiye'nin en büyük parkını görebileceğiniz, doğasıyla kendine çeken ve belki gözlerinizi kapattığınızda nehrin serin havasıyla kendinizi bulabileceğiniz, Seyhan nehrinin iki yakasını bir araya getiren Taş Köprü, dünyanın en uzun süre yaşayan köprülerinden biridir...
Yani bizim asıl ''Kral'ımızdır. .
Bazı tarihçiler köprünün tarihinin çok daha eskilere taşınabileceğini söylüyor,tabii belgelerle birlikte . .
Çünkü Hititlerin Başkenti olan Hattuşaş'ın kalıntıları arasında, M.Ö. 15.yy'da hüküm sürmüş Hitit Hükümdarı I.Arnuwanda'nın anılarının yazdığı bazı taş tabletler bulunmuş ve bu tabletlerden birinde kral; ''Adania'' denilen bir kentte savaştığından bahsederken,önünde bir ırmağın aktığından ve ırmağın üzerinde bir köprü bulunduğundan bahsediyormuş. Bazı arkeologlara göre o köprü hala kullanılan Taş Köprü olabilirmiş . .
Efsaneler bir yana çok köklü bir geçmişe sahip bu eser tarihe göre Roma İmparatoru Hadrian tarafından yaptırılmıştır. Tarihi önemi bir kenara üzerinde milyonlarca hatıra barındırmasıyla en önemli eserdir. Roma'dan Osmanlı'ya, Osmanlıdan günümüze kaç milyonun hikayesi vardır belkide . .
Eskiden 21 gözlü olan bu köprü Seyhan Nehri ıslahası sırasında 7 gözünün yıkılmasıyla, kim bilir kaç hikayeyi beraberinde toprak altında bırakmıştır.Şimdilerde 14 gözlü olarak hikayeye devam ediyor . .
Eskiden köprünün iki girişinde de 'kaç kişinin ardında beklediği, belki kimsenin çalmaya bile cesareti olmadığı' bir Taç Kapısı olduğu söyleniyor.
İki yakayı birleştiren bu köprü kimleri birleştirmiş,kimler birbirine kavuşmuş, hangi savaşta dimdik ayakta durmuş, hangi antlaşmalara şahit olmuş, yitip bu diyardan gidenlerin gözünde nasıl bir değeri vardı, kimin hikayesi burada başladı bilinmez . .
Bir kral ile kızının, bir baba ile oğlunun, anne ile evladının , iki askerin, iki arkadaşın, iki rakip takım taraftarının,belki iki sevgilinin. ..
Ve belki de benim hikayem . .
Bir filmin konusu olabilecek binlerce hikaye, anı, dram, komedi vardır eminim.Kimi yıllarca sevdiği adamdan ayrılmıştır belki, kimi çok sevdiği oğlunu şehit vermiştir o köprüde ya da bir intihara şahit olmuştur istemeden. . .
Bir köprünün altından ne kadar çok su akıyorsa o köprüden de o kadar çok sular akmıştır, ata sözüne konu olan . .
Belki birçok kişi için yalnızca sıradan 'taştan' yapılmış bir köprü, belki kiminin hikayesi olan 'Taş Köprü' . .
Eee, Efsane ile başladık masalla son verelim,
Gökten 3 elma düşmüş...
Biri, Adania kralının kucağına
Diğeri, Adanalıların kucağına
Sonuncusu ise Adana Taş Köprüyü ziyaret ettiğinizde sizin kucağınıza düşecek.
İşte o zaman ne Adana'ya ne Taş Köprü'ye ne de elmaya doyamayacaksınız . .
Yazılarınız o kadar samimi ki insanın içinde kendini bulmaması mümkün değil. Eski sevgili ile ilgili gezinirken bir anda blogunuzda buldum kendimi. Görüyorum ki, çoğu insanın yaşadığı o eski sevgili sendromunu siz de fazlasıyla yaşamışsınız ve belki de hala yaşıyorsunuz. Peki şimdi ne yapmaktasınız neden paylaşıma devam etmiyorsunuz?
YanıtlaSilBirikim yapıyordum, bloga değilde kağıtlara yazmak daha iyi geliyordu, artık buralardayım ve yazmaya, yayınlamaya devam edeceğim. Yazıları beğenmenize ve yorumunuza çok sevindim. Teşekkür ederim, iyi okumalar.
YanıtlaSil