Kayıtlar

Resim
Bir rakı masasındaydı gözlerinde kayboluşum son kez... Öyle bir baktın ki bütün masadaki alkolü ben içebilirdim ... Biz sevdayı Neşet Ertaş'tan, saygıyı Müslüm Babadan öğrenmiştik, nasıl oldu da bu hale geldik be sevgili... Nerededir o ilk heyecan nerededir ilk bakış ve o muhteşem ilk sarılma anı, hatırlıyorum da o ilk heyecanımızı, otogarın orta yerinde kuşun kanadını çırpma sesini senin yüreğinde hissediyordum. Artık ne yazacak söz ne de yürek kaldı bu ayrılık için. Tek bir gül var elimde, aşktan, sevgiliden kalan.. Umud etmek, dilemek... Kavuşmak tek teselli... Ayrılık da sevdaya dahil, ama hangi ayrılık söylemez.. "Ayrılanlar hala sevgili" der Atilla İlhan bir sonraki dizesinde.. Biz de sevgili biz de hala sevgili miyiz ayrılsak da... Nefes alamaz gibi oluyor insan önce, sonra tam göğsünün ortasında sanki daha önce bir neşterle açılmış yaranın derinlerdeki sızısı gibi bir şey oluyor, göğsün sıkışıyor, canın yanıyor ama bakınca göremiyorsun.sanki ip olsa i

Senden Bana Kalan

Resim
   Eksik bir şey mi var hayatında ? Ne yapsan olmaz bazen, sevsen, değer versen, tapsan, hediyeler alsan, doğruları anlatsan . . Ya yetmez karşıdakine ya fazla gelir . . Bi kez kopmuşsa bağın geri toparlayamazsın. Hatıralar kalır, anılar kalır elinde bir tek. Onunla gezdiğin sokaklar, onu gezdirdiğin veya beraber keşfettiğiniz yeni noktalar. Hep onunla gittiğin restoran, yalnız onunla alkol aldığın o bank, fotoğraf çekildiğin o manzara, ilk el ele tutuştuğun o koşu parkuru, ilk kez o kadar dikkatli bakıp her şeyini keşfettiğin o ağacın altı, ilk sevişmeniz, ilk öpüşmeniz, ilk sarılmanız. . .Geriye kalan sadece bunlar olur. Ve ayrıldığında sana söylediği o kötü sözler değil, aklında hep bunlar kalır, en çok buna ağlar, buna hüzünlenirsin. Peki, hiç mi değeri yoktu dersin kendi kendine. Hiç mi özlemiyor, hiç mi bakmıyor dersin. Masanın üzerinde duran fotoğrafı kaldırdı mı acaba ? İçinden mesaj yazmak geliyor mu ? Neden tutuyor kendini? İnanın bende bilmiyorum. Hani derler ya "Ke

Anne...

Resim
Ayın 11'i Mart . . . Benim Mart Ayları böyle işte... İnsanın içinden bir parçası kopunca anlıyor neyin ne olduğunu. Zormuş kendi bedeninden birini kara toprağa koymak. Toprak o zaman kararırmış. Utanır mı acaba toprak hiç ? Öyle bedenler var ki öyle insanları alıyor ki, toprak bile utanıyordur,topraklığından... 5 sene oldu... Hiç dinmeyen bir acı! Hani arada zor durumda kalır ararsın ya, "Ya anne bunun tarifini versene, nasıl yapılıyordu?" diye... Yoktur artık onun tarifini verecek biri... Bir boşluğa düşersin, artık onun gibi yemek yapamayacak ve artık "Kızım bak, öyle olmaz o." diyemeyecektir... Sen çıkışıp "Of Anne ya! Biliyoruz herhalde."diyemeyeceksin. Hep yanında olsa da saatlerce anlatsın isteyeceksin... Kaç yaşına geldiğini artık küçük bir kız çocuğu değil, yetişkin bir kadın olduğunu söyleyip durursun ve o gülümser, sadece gülümser ! Sonra o gülümsemeyi hatırlarsın!!! Sanki dünyanın hiçbir yerinde hiç kimse sana art

Adana'nın ' Taştan' İncisi

Resim
Günlerden bir gün . . Ama en az 1700 yıl önce . . Belki de 3500 . .   Efsaneye göre Adania denilen bir kentin kralı çok sevdiği kızı ölünce unutulmaması için onun anısına nehrin iki yakasını birleştiren bir köprü yaptırmış. Adına da yapıldığı malzemeden ötürü Taş Köprü denilmiş. Ama kral sadece köprü yaptırmakla kalmamış, kızının anısı sonsuza dek yaşasın diye köprünün ayaklarının birine bir hazine yerleştirmiş.   Üstelik ''Her kim köprü yıkılır da yeniden yaptırmak isterse bu altınları kullansın ama sonrası için yeni altınlar koysun diye vasiyette bulunmuş.''   Efsane böyle . .   Efsaneler doğru mu yanlış mı araştırılmaz elbet . .   Ama bir doğru var ki, Adana'nın tam ortasında kebap kokularıyla bütünleşmiş, şehrin en güzel manzarasını oluşturan, tam ortasında durduğunuzda muhteşem ihtişamıyla Merkez (İhlas) Camiyi ve Türkiye'nin en büyük parkını görebileceğiniz, doğasıyla kendine çeken ve belki gözlerinizi kapattığınızda nehrin serin havasıyla kendiniz

Tribünde Hayat . .

Resim
   Biz aşkı tribünden öğrendik. Acı çektiğin halde terk etmemeyi, kaybettiğin halde vazgeçmemeyi, mutlulukta ağlamayı, aşkını en derinlerde hissedip tribünde haykırmayı öğrendik. Tanımadığın insana mutluluktan sarılmayı, onunla omuz omuza olmayı, aldatmamayı tribünde öğrenirsin.    En büyük özlemi de tribünde öğrenirsin. Gurbettekiler iyi bilir bunu. Doğup büyüdüğün toprakları terk edersin zorunlu nedenlerden. Aileni, sevdiklerini belki sevgilini ama en önemlisi Adana Demirspor’u terk etmişsindir. .Büyük bir bağdır bu. . Ailedir. . Gurbette olmayan zor anlar halini. Takımın maçı vardır sen yoksundur ama ruhun bütün varlığıyla oradadır. Sabah uyanırsın maç vardır, ‘’Şimdi stadın etrafı ne kalabalıktır’’ dersin, iç çekersin. Alırsın biranı oturursun ekran başına tribünler alevlendikçe sen iç çeker  ‘ Ah Ulan Ah ‘ der eşlik edersin. ‘ Issızlarda Karanlıklarda’ büyütmüşsündür sevdanı, gurbette bir asi çocuksundur sevdasından vazgeçmeyen.    Deplasmanlar vardır iple çektiğin, ayla

Zor Olur . .

Resim
Zor olur ayrılıklar  Sevda gider acı olur  Yar olur, yara olur Kapanmaz üstüne iz olur  Zor olur ayrılıklar, zor olur  Baba göçer, güç olur Ana kalır, piç olur Hiç olur hiç,çektiğin acılar kar olur  Zor olur ayrılıklar  Gider herkes kalırsın öyle  Yazık olur boşuna yaşanmış diye  Zor olur zor, giden gider sel olur Sen olur, sensiz olur  En beteri de sessiz olur . .

Elveda Demiştin Ya . .

Resim
Buluşsak mesela son defa Hani ilk günkü gibi . . Biraz heyecan biraz da korku olsa içimizde  Beni sevmemenden korksam  Ya da beğenmemenden  Uyuyamasam gece geç saatlere kadar  Ama sabah işe gitmek için yine erkenden uyansam En güzel kıyafetlerimi giyip  En iyi parfümümü sıksam Sonra yine sinemaya gitsek Bu kez beyaz olsa güller  Ogün ilk kez değil de son kez tutsan ellerimi Baksan gözlerime Konuşsa dilin, Gülse yüzün, Gamzelerin . . Bir okyanusu andıran derinlikte olsa yeniden Aşık olsam . . İlk ama sonsuz olsa bu defa  Sarılsam sımsıkı bırakmadan asla Çeksen kokumu içine eskisi gibi.. Okşasan saçlarımı  Dolansa parmakların saçlarıma Yüzümü alsan yeniden avuçlarının arasına  Acaba terler mi yine avuçlarının içi ? Kaçar mı bakışların gözlerimden  Hadi söyle  Yeniden sever misin beni ? Tıpkı eskisi gibi . . .